Tüp bebek tedavisiyle bildikleriniz ilgili ne kadar doğru?

Tüp bebek tedavisi uzun yıllardır uygulanmasına karşın, doğru bilgiye sahip olunmaması birçok yanlış inanışı da beraberinde getirdi.

İnterfilite yani tüp bebek tedavisinde bilimsel çalışmalar ve teknolojik ilerlemeler ışığında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Bu gelişmeler sayesinde artık çocuk sahibi olamayan birçok çift için umut ışığı doğuyor. Ancak tüp bebek tedavisinde istenilen sonuçlara ulaşmak için çiftlerin de beklentilerinin gerçekçi olması gerekiyor. Bunu sağlamanın yolu da hekimlerin hastalarını doğru bir şekilde bilgilendirmesinden geçiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Aydın Arıcı’yla tüp bebek tedavisi konusunda halk arasında doğru olduğu düşünülen yanlışları ve tüp bebek tedavisiyle ilgili bilimsel gerçekleri konuştuk.

Kadın Sağlığı Koordinatörü Prof. Dr. Aydın Arıcı : 44 YAŞINDAN SONRA ŞANS AZALIYOR

“Gerek tüp bebek tedavisinde, gerekse doğal gebeliklerde yaş ilerledikçe gebelik oranı azalıyor. Özellikle 44 yaşından sonra tedaviyle ya da tedavisiz gebelik şansı çok düşüyor.”

Prof. Dr. Aydın Arıcı’nın diğer yazıları için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.

Kısırlık doğuştan gelen bir özelliktir ve değiştirilemez
Kısırlığın nedenleri arasında kromozomal sorunlara bağlı, sperm veya yumurta oluşumunda ortaya çıkabilecek bazı sorunlar doğuştan geliyor. Ancak, enfeksiyonlara bağlı tüplerin tıkanması veya miyomlara bağlı rahimin deforme olması, çevresel faktörlere bağlı sperm üretiminin azalması, yaşa bağlı yumurta üretiminin azalması gibi birçok sorun sonradan gelişerek kısırlığın ortaya çıkmasına neden oluşturabiliyor. Çocuk sahibi olamayan çiftlerin %20’sinde doğuştan gelen bir sorun bulunuyor.

Tedaviye sadece ileri yaşlarda gerek duyuluyor
Erkekte sperm sayısının düşük olması ya da hiç olmaması gibi sorunlar doğuştan gelebiliyor. Bu kişilere evlendikten sonra belli bir süre zarfında eşi gebe kalmadıysa sperm tahlili yapmak gerekiyor. Sonuç başarısızsa, kişinin eşinin yaşı ne olursa olsun mutlaka tüp bebek tedavisine geçmek gerekiyor. Kadınlarda da hangi yaşta olursa olsun tedavi için ileriki yaşları beklemelerine gerek kalmıyor. Genç yaşta da tüp bebek tedavisi uygulanabiliyor.

Kısırlık sadece tüp bebek tedavisiyle çözülebilir
Her kısırlık tüp bebek yöntemiyle tedavi edilmek zorunda değil. Örneğin hafif sperm bozuklukları veya yumurtlama sorunu olan çiftlerde tedavi, yumurtlama tedavisi ve aşılamayla birlikte yapılabiliyor. Dolayısıyla kısırlık sorunu yaşayan çiftlerin ilk aşama olarak tüp bebek tedavisine yönlendirilmesi doğru değil. Başlangıç olarak daha basit tedavilerin denenmesi ve başarılı sonuçlara ulaşılamazsa, en son aşama olarak tüp bebek tedavisine geçilmesi gerekiyor.

Sperm sayısı doğuştan gelir, değişmez
Testislerin vücut ısısının bir derece altında olması gerekiyor. Vücut içinde kaldıkları an, sperm üretimleri geri dönüşümsüz hasara uğruyor. Erkeklerin sperm sayısı, doğuştan gelen bir sorun olan testislerin kasık kanallarında kalmasına bağlı olarak düşebiliyor. Bu nedenle erkek bebeklerde testislerin inmiş olduğunun kontrol edilmesi kısırlığın oluşmasını önlemek adına çok önemlidir. Bunun yanı sıra, radyasyon, çevresel faktörler ve ilaçlar sperm üretimini düşürebiliyor.

Sperm sayısı düşükse, tedavide başarı elde edilemiyor
Tüp bebek tedavisinde en başarılı sonuçlara ulaşılan konulardan biri de erkeğin sperm sayısının normalden daha az olduğu durumlardır. Dolayısıyla erkekte çok az sayıda sperm olsa bile, sperm olduğu müddetçe tüp bebek tedavisinde başarılı olma şansı, düşünülenin aksine oldukça yükseliyor.

Kronik hastalıkları olanlara tedavi uygulanamıyor
Kronik hastalıkları olan kişilere de tüp bebek tedavisi uygulanabiliyor ancak dikkatli olmak gerekiyor. Kalp, diyabet, yüksek tansiyon, ağır böbrek hastalıklarına sahip olan kişilerin gebeliklerinin yakın izlem altında tutulması önem taşıyor. Dolayısıyla bu kişilerin herhangi bir şekilde gebe kalmadan önce, hekime başvurması gerekiyor.

İleri yaştaki kadınlara tedavi uygulanamıyor
Kadınlarda yumurta üretimi, 34 yaşından itibaren harap olmaya ve azalmaya başlıyor. Bu nedenle gerek tüp bebek tedavisinde, gerekse doğal gebeliklerde yaş ilerledikçe gebelik oranı düşüyor. Böyle bir durumda sağlıklı gebe kalma şansı azaldığı için, bu çiftlerin çok iyi bilgilendirilmeleri ve beklentilerinin gerçekçi olması gerekiyor.

Tüp bebek tedavisi çoğul gebeliklerle sonuçlanıyor
Maalesef günümüzde çoğul gebeliklerin çoğu, tüp bebek veya aşılama tedavisi sonucunda olan gebeliklerdir. Bunun nedeni, başarı oranını artırmak için birden fazla embriyo transfer ediliyor olması. Günümüzde ikizler sorun olarak görülmüyor. Yakın izlemle bebekler hem zamanında, hem de sağlıklı olarak doğabiliyor. Ancak ikizlerin üzerindeki çoğul gebeliklerin hem anne, hem de bebekler için riskli ve tehlikeli olduğu biliniyor.

Tüp bebek tedavisinde gebelikler güç seyrediyor
Tüp bebekle gerçekleşen her gebeliğin riskli olduğunu düşünmek yanlıştır. Birçok gebelik normal ve sağlıklı olarak devam ediyor. Ancak çoğul gebelik varsa ve annenin yaşı 40’ın üzerindeyse, her adımda oluşabilecek zorlukların dikkatli bir şekilde izlemlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

Kadın, kısırlıkta erkeğe göre daha fazla sorumlu
Sağlıklı gebelik için üç faktör gerekiyor. Bunlar sperm, yumurta ve embriyonun gelişeceği rahim. Bu üç faktörden ikisi kadına aittir. Dolayısıyla üçte iki faktör kadından kaynaklanıyor. Ancak kısırlığın ortaya çıkmasında rahime bağlı faktörler çok sık görülmüyor. O nedenle istatistiklere bakıldığında kısırlık, %40 erkeğe, %40 kadına ve %20 her ikisine bağlı oluyor.

Donmuş embriyolardaki başarı şansı çok düşük
Başlangıçta bütün embriyolar donduruluyorken, artık günümüzde sadece kaliteli embriyolar donduruluyor. Embriyolar daha sonra çözüldüğünde, tazeye yakın başarı oranı elde ediliyor. Ancak, ilk denemede en iyi embriyolar transfer edilmiş ve ikinci grup embriyolar dondurulmuşsa, başarı şansı taze embriyonun %60 – 70’i kadar oluyor.

Stres sonuçları etkiliyor
Ciddi boyutlardaki stres, başarı sonuçlarını etkiliyor. O nedenle hasta odaklı merkezlerde başarının yüksek olmasının nedenlerinden biri bu. Hastanın her türlü ihtiyacının karşılanması, psikolojik desteğin verilmesi ve mümkün olduğu kadar tedavi sürecinin gidişatında hastaların da bilgilendirilmesi tedavinin başarısında rol oynuyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir