Kadınlarda çeşitli nedenlere bağlı alarak adet gecikmesi yaşanabiliyor. Uzmanlar yılda bir iki kez adet gecikmesinin normal karşılanabileceğini, ancak düzensizliğin iki üç ay devam etmesi durumunda hekime başvurulması gerektiğini belirtiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Ebru Füsun Işık, adet gecikmesinin ne zaman ciddiye alınması gerektiğini anlattı.
Normal adet döngüsü (siklüs) bir kadında 21-35 gün arasında değişmektedir. Bir adet siklüsünün 35 günden uzun sürmesi durumunda adet gecikmesinden bahsediliyor. Ancak çok sık karşılaşılan bir durum olan adetlerin birkaç gün gecikmesinin bir sorun olarak algılanmaması gerekiyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ebru Füsun Işık, yılda bir iki kez adet gecikmesi olabileceğini beliterek, adet düzensizliğinin iki üç ay devam etmesi durumunda hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekti.
Adet gecikmesinin bir çok nedeni olabilir. Hormonal faktörler, üreme organları ile ilgili hastalıklar, stres gibi yaşam koşulları, ağır egzersiz veya aşırı kilo alıp verme adet gecikmesine neden olabilir. Op. Dr. Işık, adet gecikmesinin nedenleri arasında en sık görülenin yumurtanın geliştiği folikülün çatlamaması olduğu söyleyerek şu bilgileri verdi:
“Aslında kadınların birçoğu yılda bir siklüs yumurtanın çatlamaması gibi sorunlar yaşayabilirler. Fizyolojik olan bu durum pek çok kez birkaç günlük adet gecikmesine yol açtığı için kadınlar tarafından fark edilmez. Adet gecikmesinde ilk olarak akla gelmesi gereken şey ise gebeliktir. Adet gecikmesi fizyolojik olan bu durumlar dışında yumurtalıklarda gelişebilecek endometriozis kistleri, yumurtalıkların iyi ve kötü huylu tümörleri gibi patolojik kistik oluşumlarda da görülebilir. Bazı hormonal denge bozukluklarında da ilk belirti adet gecikmesi şeklinde olabilir. Bu grup hastalıklar çok çeşitlidir ve karmaşık bir yapı içerisinde olabilirler. Bunlar içerisinde en sık rastlananları ise polikistik over sendromu, tiroid bezi fonksiyon bozuklukları ve süt hormonu olarak bilinen prolaktin hormonu salgı bozukluklarıdır. Bu hormon bozuklukları arasında adet düzensizliklerine en sık yol açan durumu ise polikistik over sendromu oluşturuyor.”
Tanı ve tedavi önemli
Adet düzensizlerinde tanı, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından muayene ve ultrasonografi yöntemi ile konuyor. Ayrıntılı olarak yapılacak olan hormon profili analizi de tanının en önemli parçasını oluşturuyor. Bazı hormon metabolizması bozukluklarında hekim ilave birtakım tahlillere ve testlere başvurabiliyor. Hatta röntgen filmi ve bilgisayar tomografi de tanı için gerekebiliyor.
Op. Dr. Işık, tedavi yöntemleri ve tedavi edilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek riskler konusunda da şunları söyledi:
“Tedavi şekli, bulunan patolojiye göre değişir. Tiroid hormonu yetersizliğine bağlı durumlarda tiroid hormonu verilir. Prolaktin hormonunun yüksek düzeyde salgılandığı durumlarda, salgılamayı kesici ilaçlar verilir. Polikistik over sendromunda ise sadece kilo vermeyle bile adetler düzene girebilir. Ayrıca progesteron hormonu veya doğum kontrol haplarıyla da tedavi mümkün olabiliyor. Sürekli östrojen hormonu etkisi altında kalan rahim içini döşeyen endometrium tabakası her ay düzenli dökülüp adet kanaması şeklinde atılmadığı için sürekli kalınlaşır. Uzun yıllar içersinde bu durum rahim kanseri oluşumu riskini artırır. Ayrıca adet gecikmeleri tedavi edilmezse gebelik oluşumu gecikir veya gerçekleşmez. Adet gecikmesine neden olan yumurtalıkta kistik bir durum sözkonusu ise tedavisi gecikmiş olur.”