Hamileliğin kesinleşmesinin ardından anne adayları birçok konuda endişe etmeye başlar. Tüm hayatınız değil, aynı zamanda vücudunuz da değişecektir. Anne adaylarının en fazla endişe ettiği değişim ise ciltte oluşan hamilelik çatlakları. Ancak bazı stratejiler uygulayarak bu izler en aza indirilebilir.
Bir bebek dünyaya getirecek olmak bir kadın için aslında bir lütuftur. Ancak birçok kadın vücudunun bundan böyle eskisi gibi olmayacağı endişesini de taşır. Açık konuşmak gerekirse, bu endişe gerçektir. Kalçalar genişler, karın ve göğüs bölgesinde sarkmalar yaşanır ve hatta hamilelik döneminde oluşan izlerin, hayat boyu kalma riski vardır. Hamilelik çatlakları genetiktir ve kadınların %90’ı vücutlarının bir yerinde bu izleri taşırlar. Ancak bunu en aza indirmenin yolları var.
Vücudunuzu susuz bırakmayın:
Bir kadın hamile kaldıktan sonra vücudunuz tükettiği şeylerin çoğunluğunu bebeği için harcamaya başlar. Bunun başında da su gelir. Bu nedenle cildinizin esnekliğini kaybetmemesi ve çatlaklara neden olmadan esneyebilmesi için vücudun su miktarını korumak anahtar önem taşıyor. Bir anne adayı hamileliği başladığından itibaren vücut ağırlığının iki katı su tüketmeli ve kafeinli içeceklerden uzak durmalı. Eğer su içmekte zorlanıyorsanız, meyve ile tatlandırabilirsiniz.
GEBELİK ÇATLAKTALIR NASIL TEDAVİ EDİLİR?
“Gebelik çatlaklarının çoğu, zamanla bebek doğduktan sonra solsa da bir kısmı daha yavaş solar ve bu dönemde koyu renk bırakabilir”
“Çatlakları tedavi etmenin en ideal zamanı çatlakların en aktif kırmızı oldukları dönemdir. İçinde hyaluronik asit olan jellerin 12 haftalık kullanımdan sonra faydalı olabileceğine dair kanıt vardır. Bazen de dermatoloji doktoru önerisiyle kullanılabilecek retinoidler yeni kollajen yapımına ve döngüsüne etki ederek faydalı olabilirler. Daha zor ve inatçı hastalarda dermatoloji uzmanları tarafından yine kollajen ve kan damarları üzerine faydalı etkisi olabilecek lazer ve dermaabrazyon tedavileri de uygulanabilir.”