Gebeliğin ilk yarısından yani 20. haftasından önce veya bebek 500 g ağırlığına ulaşmadan önce gebeliğin değişik sebeplerle sonlanması olarak tanımlanmaktadır. Tıbbi Literatürde “abortus” olarak adlandırılır.
Gebelikte Düşük (Abortus)
Düşüğün biyolojik açıklaması ise, dış şartlarda yaşama ve yaşatılabilme özelliklerini kazanmamış embriyo veya fetüsün ve eklerinin gebelik sırasında kaybı veya uterus dışına atılması olarak tanımlanabilir. Genelde, erken dönemde embriyoya ait sebepler düşüklerin %90’ını oluşturmaktadır. En önemli neden bebeğe ait kromozomal bozukluklardır. Düşüklerin görülme sıklığı gebeliğin ilk 3 aylık dönemidir.
Gebeliğinizin ileri dönemlerinde düşük olma olasılığı da giderek azalır. %80’nden fazlası 13 haftada meydana gelir. En fazla riski ise, ilk 8 haftada olduğundan, bu gebelik haftasından sonra düşük şansı giderek azalabilmektedir. Özellikle düşüklerin nedenleri arasında, embriyoya ait kromozom anomalileri, genetik nedenler, çoğul gebelikler, ilaç ve radyasyon gibi nedenler gebelikte problem yaratabilmekte ve bunun sonucunda bebeğin düşmesine sebebiyet vermektedir. Öte yandan, rahimde doğuştan gelen şekil bozuklukları ya da bazı bağışıklık sistemi hastalıkları da değişik mekanizmalarla birlikte çevresel faktörler de düşüğe neden olabilmektedir.
Gebelikte Düşük Çeşitleri
- Erken düşük,
- Geç düşük,
- Spontan abortus (Kendiliğinden düşük),
- Abortus imminens (Düşük tehdidi),
- Abortus insipiyens (Kaçınılmaz düşük),
- İnkoplet abortus (Tam olmayan düşük),
- Rest abortus (Artık materyal kalması),
- Komplet abortus (Tam düşük),
- Boş gebelik (blighted ovum, anembriyonik gebelik),
- Missed abortus (Farkedilmemiş düşük),
- Elektif abortus (isteğe bağlı düşük),
- Kimyasal gebelik,
- Tekrarlayan gebelik kayıpları (Habitüel abortus),
- Septik Abortus (Kriminal abortus).
Gebelikte Erken Düşük
Erken gebelik kayıpları kadın hayatının en uzun dönemi olan reprodüktif döneminin sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Abortus gebeliğin en sık görülen komplikasyonu olup suprapubik ağrı ve uterin kramplarla ortaya çıkan vajinal kanama ile beraber gebeliğin uterustan atılması, gebeliğe dair bulgu ve semptomların kaybolması olarak tarif edilir. Gebeliğinizin ilk 12.haftasında ortaya çıkan düşüklerdir.
Gebelikte Geç Düşük
Gebeliğinizin 12 ila 20.haftalarında ortaya çıkan düşüklerdir.
Gebelikte Spontan Abortus (Kendiliğinden düşük)
Herhangi bir müdahale gerek kalmaksızın direkt olarak gebeliğin rahim dışına kendiliğinden atılması durumudur. Uterusun şekil bozuklukları, myomlar, servikal yetmezlik gibi embriyonun gelişmesine izin vermeyen durumlar nedenler arasında sayabiliriz.
Gebelikte Abortus Imminens (Düşük tehdidi)
Gebeliğin ilk 5 ayında fetüs veya embriyo canlı olmasına rağmen vajinal kanamalar devam ederek, düşük tehdidi oluşturmaktadır. Genelde gebeliklerin %25 ine meydana gelmektedir. Alt abdominal ağrı veya buna eşlik eden kanamadır. Kanamanın rengi durumun belirleyicisi olarak ortaya çıkmaktadır. Açık tonda kırmızı renkler yeni bir kanamanın habercisi olup tehlikelidir. Koyu renkli olan kanamalar ise, daha az risk teşkil etmektedir. Ultrasonografi, özellikle erken gebeliklerin belirlenmesinde önemlidir. Bunun yanı sıra BhCG düzeyi 1500 ve üzerinde ise gebelik kesesi rahatlıkla görülebilmektedir. Bu hastalar 3 ila 4 hafta süreyle mutlaka yatak istirahati yapmalıdır. Ayrıca, kendilerini zorlayacak işlerden kaçınmalı, cinsel ilişkiden uzak durmalıdır. Çünkü cinsel ilişkiler bu dönemde düşük riskini arttırmaktadır.
Gebelikte Abortus Insipiens (Kaçınılmaz düşük)
Abortus insipiens, var olan kanamanın yanı sıra, rahim ağzının aniden açılarak ve sonrasında düşüğün kaçınılmaz hale gelmesine verilen isimdir. Bu duruma tam olmamış ama kaçınılmaz düşük de diyebiliriz. Rahim ağzı açıldığında bebeğin dışarı çıkması zorunlu hale gelecektir. Bunun en doğru şekilde yapılması için bu hastalara abortus insipiens tanısı konduğu andan itibaren uygun müdahaleler ile düşük gerçekleştirilmelidir. Embriyo veya fetüs uterusta yerleşmiş olduğu implantasyon bölgesinden ayrılmış ve yaşamını kaybetmiştir. Gebeliğin devam etme şansı yoktur. Normalde düşük tehlikesi rahmin ağzı kapalı ve hastanın ağrısı yokken vajinal kanama olduğunda ortaya çıkmaktadır. Burada vajinal kanamaya ilave olarak rahim ağzı da açıldığı zaman gebe için tehlike çanları çalıyor demektir. Hastaya derhal en yakın bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli müdahaleler yapılmalıdır.
Gebelikte Inkoplet Abortus (Tam olmayan düşük)
Plasenta, amniyon kesesi ve zarından oluşan gebelik dokularının bir kısmının rahim dışına çıkması durumu yani düşüğün tam olarak gerçekleşmemesidir.Gebelik dokusunun bir kısmı dışarı çıkınca gebelik kesesinin yapısı bozulabilmektedir. Sonrasında bozulan gebelik kesesinden arta kalan dokular rahim içinde kalacak ve bu birtakım komplikasyonlara sebebiyet verebilecektir.10 haftalık ve üstündeki büyük gebeliklerde oldukça sık rastlanır. Uzman bir hekim tarafından yapılan ultrason neticesinde tespit edilen gebelik dokusu küretaj edilmelidir. Özellikle bu haftada olan gebeliklerde rahim içinde parça kalma olasılığı yüksek olduğundan rahim içi parça kalmadığından emin olunana kadar temizlenmeli ve bir sonraki yeni gebeliklere engel bir durum olmaması için düzenli kontrolleri yapılmalıdır.
Gebelikte Rest Abortus (Artık materyal kalması)
Düşük yapıldıktan haftalar sonra rahim içinde kalan gebelik materyallerinin var olması durumuna verilen addır. Bu durum tespit edildiğinde, rahim içinde kalan gebeliğe ait materyaller küretaj yapılarak temizlenmelidir. Özellikle, 6 ila 7nci haftadan büyük gebeliklerde düşük yapıldıktan sonra içinde parça kalma olasılığı oldukça yüksektir. Bu yüzden, yapılan detaylı ultrason görüntüleri ile hastanın rahminde kalan artık gebelik materyalleri gözlemlenebilmektedir. Ayrıca düşük sonrası hastanın vajinal kanama şikayetleri olabilir. Muhakkak bir uzman hekime başvurmanız gerekmektedir. Bu tür düşüklerde rahim içinde parça kaldığı fark edilmediği durumlarda hasta birtakım enfeksiyonlara ve birtakım komplikasyonlara maruz kalacaktır bu da hastanın durumunu tehlikeye sokacaktır.
Gebelikte Komplet Abortus (Tam düşük)
Gebeliğe ait tüm ürünlerin kanama ve rahim kasılmaları ile birlikte vücut dışarı atılarak kanama ve ağrının durmuş olması durumudur. Yani rahim içinde gebeliğe ait hiçbir doku kalmamıştır. Özellikle 4-5 haftalık çok erken gebeliklerde rahim içindeki doku hacmi az olduğundan rahim kasılmaları ile gebelik materyali tam olarak dışarı atılabilir. Bu durum vajinal ultrasonla tespit edilebilir ve rahim içinde gebeliğe ait bir materyal kalmadığından çoğu kez bir müdahaleye gerek kalmaz. Kişinin kanaması da kendiliğinden azalmaya başlar. Diğer yandan, gebeliğe ait ürünlerin tamamı dışarı atılmadığında, yani fetüs atılmış ama plasenta içerdedir. Bu durumda İnkomplet abortus dediğimiz durumu oluşturur. Kanama giderek azalmaz, serviks açık alır. Tedavi durdurulamayan düşükte olduğu gibi aynısıdır.
Boş Gebelik (Blighted ovum, anembriyonik gebelik)
Halk arasında boş gebelik veya boş kese olarak da adlandırılmaktadır. Su hamileliği diye de adlandırılan bu durumun gebelik kesesini oluşturan amnion kesesi ve plasenta oluşurken bu yapıların içinde bir bebek bulunmaz. Teşhisi, ultrasonografide hamilelik kesesinin içerisinde embriyonun görülmemesi ve kesenin boş olarak görülmesi ile tanı netleştirilir. Hastanın, kan veya idrar tahlili yaptırdığında gebelik testleri pozitif olmasına rağmen rahim içinde sağlıklı bir gebelik olmadığında kürtajla gebeliğin kontrollü bir şekilde sonlandırılması gerekmektedir. Aksi takdirde gebelik olur olmaz bir zamanda kendiliğinden kanama ile sonlanacaktır. Boş gebelik, erken hamileliklerde gerçekleştirilen bir tanı olduğundan dolayı, bazı özel durumlara dikkat edilmesi gerekir. Özellikle, âdet kanamaları düzensiz görülen kişilerde, yumurtlamanın gerçekleşmesi beklenen tarihten daha sonra gerçekleşmiş olabilme ihtimalinden dolayı, bu durum özellikle dikkate alınmalıdır.
Missed Abortus (Farkedilmemiş düşük)
Embriyonun canlılığını kaybederek rahim içinde ölmesine rağmen kanama ve düşük ile sonuçlanmaması durumuna missed abortus diyebiliriz. Uzun süre geçse bile bu durum fark edilemeyebilir. Hatta rahim içinde embriyonun ölü kalması zamanla kirli kahverengi kanamalara sebebiyet verebilir. Ayrıca, gebelik ürününün uzun süre atılmadan kalması durumunda anne adayının hayatını tehdit edebilecek komplikasyonlar gelişebileceğinden bu durum oldukça önemlidir. Günümüzde ilk dönemlerde yapılan rutin ultrason kontrolleri ile missed abortus görülme sıklığı da oldukça azalmıştır.
Gebelikte Elektif Abortus (İsteğe bağlı düşük)
Herhangi bir komplikasyon olmamasına karşın anne ve baba adaylarının rızası ile gebeliğin sonlandırılması işlemidir. İsteğe bağlı abortuslar halk arasında genellikle “kürtaj” olarak ifade edilmektedir. Ülkemizde bu işlemin yasal sınırı gebeliğin 10’nu haftasıdır.
Kimyasal Gebelik
Kimyasal gebelik diğer adı ile biyokimyasal gebelik normal bir gebelik olmayıp, döllenen yumurtanın sağlıklı bir embriyo gelişimi ile devam edememesi ve gebeliğin sadece laboratuar sonuçları ve gebelik testleri ile tespit edilmesi durumudur. Gebelik tahlillerinde gebelik hormonu olan BHCG düzeyi yüksek ve pozitif çıkmasına rağmen hiçbir şekilde sağlıklı bir gebelik ürünü oluşmayabilir. Yani embriyo rahim içine yerleşemez ve adet kanaması ile sessizce kendiliğinden düşer. Kimyasal gebeliklerde bu durum çok sık görülmekte ve hasta bunun farkına varamamakta ve normalden biraz daha düzensiz adet gördüğünü zannederek düşük yapabilmektedir. Kimyasal gebelik tespit edildiğinde dış gebelik şüphesi de doğurabilir. Düzenli aralıklarla takip edilen BHCG hormonu ile düşme gözlemlenir. Yani biyokimyasal gebelik kürtaj ve tıbbi bir müdahaleye gerek kalmadan sonuçlanır.
Habituel Abortus (Tekrarlayan gebelik kayıpları)
Peş peşine 3 veya daha fazla spontan düşüğün gerçekleşmesine verilen isimdir. Kadın 35 yaş ve üzerinde ise, 2 düşükten sonra bu grup içinde yer alır. Kronik hastalık ya da enfeksiyonlar, servikal yetmezlik, hormonal dengesizlikler ile kadının genel sağlığı ile ilgili bozukluklar bu duruma neden olabilir. Düşükler arttıkça canlı doğurma şansı azalmaktadır. Yatak istirahati iyi tedavi yöntemidir.
Septik Abortus
Spontan veya kiriminal olsun düşük sırasında intrauterin enfeksiyon görüldüğü takdirde, istenmeyen gebelik olarak karşımıza çıkmaktadır. Plasenta parçalarının uterus içinde kalması bir diğer husustur. Sosyoekonomik durumun iyi olmadığı, kontrasepsiyonun uygulanmadığı bölgelerde çok sık görülmektedir. Yüksek ateş, pis kokulu akıntı-kanama, uterusta hassasiyet ve karın ağrısı vardır. Kriminal abortusa ait servikal travmalar spekülüm muayenesinde izlenir. Akıntı tahlil sonucuna göre antibiyotik başlanır. Uterus içinde kalan parçalar varsa kürtajla temizlenir. Bu durum Anne kayıplarının önemli bir sebebini oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, hastanın fetal kayıp yaşamaması adına durumları değerlendirme sürecinde öncelikle ayrıntılı hikayesi, fizik muayenesi uzman bir doktor tarafından tahlil ve tetkikleri yapılarak değerlendirilmelidir. Yine hastanın hijyen, dinlenme, beslenme ve vücudunda meydana gelebilecek değişiklikler kontrol altına alınmalı bu konuda kendisine eğitim verilmelidir.