Rahmin kas hücrelerinde kökü bulunan iyi huylu kas tümörleri miyom olarak tanımlanır. Bulundukları bölgeye göre gruplara ayrılan miyomlar dört kadından birinde görülme oranına sahiptir. Miyomlar bazı durumlarda kişinin üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir; tekrarlayan düşük, erken doğum veya kısırlığa yol açabilir.
MİYOMLAR YERLEŞİM YERİNE VE BOYUTUNA GÖRE DÜŞÜĞE SEBEP OLABİLİR
Rahim duvarında bulunan hücrelerden beslenerek oluşan miyomlar iyi huylu tümörlerdir. Yuvarlak formda, beyaz renkli, sert ve yüzeyi kıvrımlı olan miyomlar doğurganlık döneminde oluşan anormal doku parçalarıdır. Çok ender olarak kansere dönüşebilen miyomlar, 30-40 yaşları arasındaki kadınlarda sık görülür ve genellikle menopoz döneminden sonra küçülür. Kişinin günlük yaşamına ve doğurganlığına etki etmeyen türdeki miyomları rutin kontrollerle takip etmek gerekir. Bazı vakalarda miyomlar çok sayıda ve büyük olabilir.
Miyomun oluştuğu konum ve boyuta göre adet kanamalarında artma, anemi, tekrarlayan düşükler, erken doğum ve kısırlık problemleri ile karşılaşılabilir. Bu vakalarda kişinin komşu organları sıkışabilir ve karnın bir kısmında şişlik görülebilir. Miyoma bağlı oluşabilecek kısırlık problemi, çoğunlukla miyomların fallop tüpleri ile rahmin birleştiği bölgede bulunmasından kaynaklanır. Bu durumda erkek üreme hücresi sperm, yumurtalıklardan fallop tüplerine atılan yumurtaya erişemez. Rahim içi dokusu olarak bilinen endometrium düzenini de olumsuz etkileyebilen miyomlar, döllenen yumurtadan meydana gelen embriyonun rahme tutunmasını engelleyerek gebeliğin devamlılığını tehlikeye atabilir.
MİYOMLAR TÜP BEBEK TEDAVİSİNDEKİ BAŞARIYI DOĞRUDAN ETKİLER
Rahmin iç tabakasında oluşan miyomlar, submukozal miyomlar olarak tanımlanır. Kanama miktarında artış ve kısırlık gibi problemlere yol açabilen submukozal miyomlar, büyüyerek vajina içine sarkma yapabilir. Rahmin orta tabakasında oluşan miyomlar ise intramural miyomlar olarak tanımlanır. Endometriumun içinde büyüyen bu miyom türü, kişinin kilo almış ya da hamileymiş gibi görünmesine neden olabilir. Adet kanaması süresinin uzamasına, pıhtılaşma sorunlarına, sık idrara çıkma isteğine ve pelvik bölgesinde ağrılara neden olur. Rahmin dış tabakasında oluşan miyomlar ise subserozal miyomlar olarak tanımlanır.
Rahim duvarının üstünde ve rahmin dışında gelişim gösteren subserozal miyomlar, çoğunlukla belirtiye yol açmaz ancak ilerlemiş vakalarda diğer organlara bası ve bası yaptığı bölgeye göre farklı alanlarda ağrıya yol açabilir. Bu 3 miyom türüne ek olarak saplı miyomlar olarak tanımlanan miyom türü de bulunur. Rahme ince bir sap ile bağlı olan miyomlar, zamanla dönerek ağrıya yol açabilir. Miyomlar, tüp bebek tedavisindeki başarıyı da büyük oranda etkileyen faktörlerdir. Burada dikkat ettiğimiz en önemli nokta miyomun yeridir. Rahmin dışında yerleşen miyomların tüp bebek başarısı üzerinde olumsuz herhangi bir etkisi yoktur fakat rahmin orta kısmında, kas dokusunun yoğun olduğu kısımda özellikle 4 cm’nin üzerindeki miyomlarla birlikte rahmin içerisindeki boşlukta yerleşmiş miyomlar tüp bebek başarısını kesinlikle azaltmaktadır. Miyom tedavisinde uygulanan cerrahi girişimler sayesinde miyomlar kolaylıkla çıkarılabilir. Myomektomi işleminin nasıl yapılacağı ise miyom türüne bağlı olarak farklılık gösterir.
MİYOMLAR HANGİ DURUMLARDA ALINMALIDIR?
Miyomların cerrahi operasyonla alınması gerektiği kararı kadının şikayetlerine ve neden olduğu sonuçlara göre belirlenir. Eğer miyomun çapı 5 santim veya daha büyükse, miyom büyümeye devam ediyorsa ve aynı zamanda şikayetler hayat kalitesini bozup semptom yaratıyorsa tedavi gerektirir. Miyomun tedavisi ise cerrahidir. Myomektomi, miyomların cerrahi yöntemle alınması işlemine verilen addır. Myomektomi ameliyatı miyomların türüne ve boyutuna göre farklı şekillerde yapılır. Ameliyat sırasında kişinin şikayetlerinin giderilmesi ve üreme potansiyelinin korunması önceliklidir. Miyom ameliyatı olarak da tanımlanabilen myomektomi işlemi, her cerrahi girişimde olduğu gibi bazı riskler barındırsa da bu risklerin görülme sıklığı oldukça düşüktür.
Myomektomi komplikasyonları da miyom türüne bağlı olarak tercih edilen cerrahi girişime ve anestezi tipine göre farklılık gösterebilir. Myomektomi sonrasında kişi, aşırı kanama ve pelvik ağrı gibi şikayetlerinden %80 oranında kurtulur. Operasyonun ardından kişi, normal şekilde adet görmeye devam eder. Kanamanın süresi ve miktarı eski haline döner. Myomektomi sonrasında hekim, kişiye 1 hafta ya da daha uzun süreyle cinsel perhiz önerebilir. Operasyonun ardından kişinin 3 ay boyunca gebe kalmaması için korunması gerekir. Bu süre boyunca rahim iyileşmeye devam ederek gebeliğe uygun hale gelse de operasyonun niteliğine göre kişinin 1 yıl süreyle hamile kalmaması önerilebilir. Tüm myomektomi türlerinde miyomların alınmasına rağmen miyomlar tekrar gelişim gösterebilir ve tedavi edilmesi gerekebilir.