Özellikle 2 yaşından itibaren çocuklarda başlayan negativizm (Ters davranış hali) durumu çoğu anne ve babayı da birbirine düşürecektir. Bunun sonunda da asıl galip çocuk olacaktır.
Anne ve babalar çoğu zaman çocuklarının bu durumundan pek hoşnut olmazlar. Çünkü bak yavrum o saati oraya koyma tamam mı? “Eğer tabağındaki yemeğin hepsini bitirirsen sana televizyonu veya bilgisayar oyununda oynamana izin veririm” Düşünsenize; çocuğunuzu öncelikle fazla besin kalorisine maruz bırakıp, üstelik onun bilgisayar veya TV izleterek hareket etmesini önleyip kalorisini de harcatmamış olursunuz. SONUÇ “Obez çocuğunuz” olacaktır.
Genellikle çocuklar ateşli hastalıklar geçirirken (Grip, kızamık, kabakulak, boğaz enfeksiyonları gibi) yemek yeme isteklerini yitirirler, iştahsız olurlar. Bu durum gayet normaldir. Asla üzerine gidilmemesi gerekir. Bazen sınav veya tatile gidilecek seyahat öncesinde de iştah azalabilir. Kesinlikle önemli kural çocuklar hangi yaşta olursa olsunlar yemek için zorlanmamalıdırlar. Babası iş seyahatine giden veya anne baba ayrı çocuklarda yemek yeme bozuklukları gelişebilir. Bu ya hiç yemek yememe veya tersi aşırı iştah durumu hâsıl olabilir. Bu durum onların zaman zaman korkuları, mutsuzlukları ve heyecanları sırasında da artıp eksilebilir. Çocukların asla üstüne ters davranış gösterecek şekilde gidilmemeli. Bu konuda asla cezalandırılmamalı. Çocuklar ilgi, şefkat, sevgi ve iletişim beklerler. Bunu da çok dengeli bir şekilde sunmak gerekir.
Anne ve babalara göre genellikle çocukları az hatta hiç yemek yemiyor psikolojisindedir. Dolayısıyla sabahtan akşama kadar özellikle çocuğun yanında olan genellikle anneler sürekli ellerinde bir takım gıda maddeleri ile arkasından koşma ve onun ağzına bu besinleri tabiri caizse tıkma eğilimindedirler. İşte alın size bir kez daha “Obez çocuk vakası” O zamanlarda ve yıllarca sürekli olarak çocuğunun az beslendiğini düşünerek fazla miktarda besleyen anneler.
Siz ebeveynler; zamanında hiçbir şey yemeyen (Size göre) şişman çocuğunuza
Nasıl ;
“Yemeği az ye yavrum”
“Bak biraz az ye de zayıfla”
“Spor ve egzersiz yap yavrum”
“Zayıfla da sana güzel mayo alayım” diyeceksiniz.
Zamanında;
“Bak yemeğin hepsini bitirirsen senin bilgisayar oyunu oynamana izin veririm “diyen çocuğunuzu hareketsizliğe iten siz değilmiydiniz?
Aslında; Siz anne ve babalar çocuklarınızın başarı oranlarının düşmesine neden oldunuz. Ama bunu asla kabul etmezsiniz. Doğru ve gerçek olan bu ama…
Çocukta İştahsızlığın Bir Davranış Bozukluğu Olarak Ortaya Çıkma Nedenleri:
- Anne-babanın çocuğun üstüne aşırı düşmeleri veya tam tersi ilgisizlik göstermesi.
- Yemek yeme kurallarında katılık.
- Çocuğu yemek yeme konusunda tehdit etmek veya ödüllendirmek.
- Çocuğu kusma derecesine gelinceye kadar beslemek.
- Kendi kendine yiyebileceği yaşlarda bile, çocuğu annesinin beslemesi.
- Çocuğu, sevmediği yiyecekler için zorlamak.”Yemeğini yemezsen seni kurtlar kapar.”Arkandan köpek kovalar” (sizinde inanmadığınız ) saçma sapan laflarla beslemek.
- Yemek yemediği ya da az yediği zamanlar çocuğu duygusal ve fiziksel olarak cezalandırmak.
- Çocuğa sürekli olarak başka çocukları örnek göstermek, “Bak Ayşe ve Ali senden çok daha fazla yiyorlar.” Ne biçim çocuksun sen” gibi kıyaslamak.
- 0-6 yaş arası çocukların sağlıklı beslenmeye temel attığı en önemli yaş gurubudur. Bu durumda anne ve babalar kesinlikle çocuklarını iyi eğitmek zorundadırlar.
- 3-5 yaşlardaki çocukların enerji ve besin öğeleri ihtiyaçları bebeklik dönemindeki kadar yüksek değildir. Ancak bu yaş gruplarında da vücut gelişimi devam ettiği için uygun beslenme yine de çok önemlidir. Bu dönemde alınan günlük enerjinin %45-50’sinin karbonhidrattan, %15-20’sinin proteinden, %35’inin de yağlardan gelmesi önerilir. Çikolata, şeker, kola, cips gibi besinler hakkında çocuğunuzla konuşunuz ve ikna ediniz. Bu besinlerin onun sağlığı ve gelişimi hakkında negatif etkiler oluşturabileceğini anlatınız. Kızmayınız, bağırıp çağırmayınız. Unutmayınız, insanlara istediğinizi yaptırmak istiyorsanız, bunun tek yolu ikna etmektir.
Çocuğunuz düzenli bir gelişme dönemine girmekle beraber iştahında da aynı gelişme başlayacaktır. Sevdiği ve sevmediği belli yemekler olmaya devam edecek hatta yemeklerin tabakta birbirine değmemesini istemek gibi kişisel beslenme alışkanlıkları geliştireceklerdir. Bu durumu kabul ederek karşılamanız bu davranışların kısa süre içinde değişmesini sağlayacaktır. Sevdiği ve sevmediği yemeklere karşı saygı göstermeniz yeni tatları deneme konusunda daha istekli olmasını sağlayacaktır.
Zamanla kademeli olarak yeni tatlar için girişimde bulunduğunu görebilirsiniz fakat çoğu çocuk tanıdık olmayan yemekleri reddetmekte ve sebzeden kaçmaktadır. Basit, birbirine karışmamış ve sıcak ya da soğuk yerine oda sıcaklığında olan yemekleri daha çok tercih ediyorlar. Aynı zamanda çok güçlü tatları olan yemekleri reddettikleri gibi büyük porsiyonları gördüklerinde yemekten vazgeçebiliyorlar.
Günlük beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için çocukların yemesi gerekenler:
- 2 bardak süt, 1 kâse yoğurt ya da peynir
- 1 porsiyon beyaz ya da kırmızı et ya da yumurta
- 1 porsiyon sebze
- Günlük olarak C ve haftada en az 3 ya da 4 kez A vitamini (Ispanak, yumurta sarısı, havuç, biber, kabak, sarı ve yeşil sebzeler)bakımından zengin besinler vermelisiniz.
-4 porsiyon tahıl (mısır, pirinç, arpa, kepek, makarna)
Çocukların Beslenmelerinde Faydalı Alışkanlıklar:
- Yemek saatlerinizi ayarlayın.
- Çocuğunuzun masaya geldiğinde aç olduğundan emin olun. Böylece sadece yemeye değil hem de yemekten zevk almaya da meyilli olacaktır.
- Aç bile olsa çocuğunuzun yemeği beklemesine yardımcı olacak stratejiler geliştirin.
- Yemek hazırlanırken babasıyla özel zaman geçirmesi de bir alternatif olarak kullanılabilir.
- Eleştirel olmayın.
- Çocuğunuzun yemek yeme becerisi şu an ahla gelişmekte ve bu noktada ne kadar az eleştirel davranırsanız onun için o kadar iyi olacaktır.
- Araştırmalar çocukların ne kadar çok eleştirilirlerse beslenme konusunda o kadar kötü olduklarını gösteriyor.
- Makul sınırlar ve beklentiler tabii ki bunun dışında kalıyor.