Çocuğunuzu paylaşmaya zorlamak, onun daha sonra bunu kendi kendisine yapmak istemesini engelleyecektir. Eğer ona tercih hakkı sunarsanız, kendilerini durumun daha çok içinde hissedecekler ve duygularının dikkate alındığını bileceklerdir. İşte size işi kolaylaştırabilecek birkaç tüyo:
İyi bir rol modeli olun
Kendinizin iyi bir örnek oluşturduğunuzdan emin olun. Çocuğunuzu eşiniz, çocuklar ve diğerleri ile bir şey paylaşırken sizi görmesini sağlayın. Ve olup bitenleri anlayabilmesi için, bu paylaşma etkinliğini çocuğunuza belirtmeyi unutmayın.
İyi davranışı övün
Aynı şekilde, bu ister bir diğer çocuk, yetişkin olsun veya hatta siz olun, çocuğunuzun biriyle bir şey paylaşma anlarını fark etmeyi deneyin. Çocuğunuz ”iyi bir paylaşımcı” olduğunda onu övün. Böylece gelecekte de paylaşmaya daha gönüllü olacaktır.
Bol bol oyun randevusu fırsatı yaratın
Oyun randevuları, çocuklar için sosyal becerilerini ebeveynlerinin gözlem altında tutabileceği ve gerekli olduğunda rehberlik yapabileceği bir ortamda deneyebileceği muhteşem fırsatlar sunar.
Herkes için bir şeyler olsun
Çoğu paylaşma problemi, iki çocuk aynı anda aynı oyuncağı istediğinde ortaya çıkar. Bu nedenle bir çatışmayı önleyebilmenin kolay bir yolu, her çocuğa benzer bir oyuncak vermektir (”Sana ev yapabileceğin beş küp verelim, Dilara’ya da beş adet küp verelim”).
Bir şeyi sırayla yapmayı deneyin
Çocuklar yaklaşık üç veya dört yaşından önce, genellikle oyun zamanının çoğunu ”paralel oyun” ile geçirir (birlikte oynamak yerine birbirinin yanında durarak ayrı ayrı oyunlar oynamak). Ne var ki bu, iki yaşında iki adet çocuğun aynı oyuncakla oynamasını önererek çatışmayı önlemeye çalıştığınızda hayal kırıklığına uğrayacağınız anlamına gelir.
Hazırlıklı olun
Bazı oyuncaklar, ya çok yeni oldukları ya da çocuğunuzun onu çok sevmesi nedeniyle paylaşmak için fazla özeldir. Bu nedenle evinizde bir oyun randevusu ayarlamadan önce çocuğunuzla bu konuda konuşmak için zaman ayırın. Çocuğunuza bir arkadaşıyla paylaşmayı istemediği oyuncaklar olup olmadığını sorun. Varsa, bu oyuncakları oyun randevusu sona erene dek güvenli ve ellenmeden kalacakları bir yere kaldırın.
Gerçekçi olun
Biraz sabır, iyi zamanlanmış destek ve bol bol sevgi ile, çocuğunuzun hayatı boyunca kullanacağı beceriler için bir temel oluşturması uzun sürmeyecektir.
KARDEŞLER ARASINDAKİ PAYLAŞMA İLİŞKİSİ NASIL OLUR?
Küçük çocuğunuzun kişiliği dışında, ailenizin yapısı da, onun paylaşmaya istekli ya da hazır duruma gelmesini etkileyecektir. Tek çocuk, “paylaşması” istekleriyle daha ender karşılaştığından, paylaşma kavramına biraz daha geç anlayacaktır. Buna karşılık, küçük çocuğunuzun ağabeyleri ya da ablaları varsa, oyuncakların “herkes” tarafından paylaşılması gerektiği düşüncesine çabucak alışacaktır.
Erkek ve kız kardeşler arasındaki ağız kavgalarının, çekişmelerin çoğunun, aslında oyuncakların paylaşılamamasından değil, ilgi çekmek için, annenin ve babanın sevgisinden aslan payını alma yöntemi olarak patlak verdiğini unutmamak yerinde olur.
BİRİ SENİN, BİRİ ARKADAŞININ…
Çocuğunuz sizinle kolayca paylaşabilir; ama başkalarıyla paylaşması, olanaksız değilse bile, güçtür. Küçük çocuğunuz ile oynamaya gelecek arkadaşı için ortalığa oyuncaklar dökerek bunları paylaşmalarını beklemenin, hiçbir yararı yoktur. Aynı şeyleri yapıyor olsalar bile, onlara “kendi” oyuncaklarını, oyun gereçlerini verin ve oynayacakları yeri ayırın. Her birinin eline bir resim kâğıdı ve birer kutu boya kalemi verip, birini masanın bir ucuna, öbürünü öbür ucuna oturtmak, kavgaları en aza indirir.
ÇOCUĞUNUZA ZAMAN VERİN, VE SOSYALLEŞMESİNİ SAĞLAYIN
Çocukların çoğunun üç yaşlarında yuvaya başlatılmaları, rastlantı değildir. Bu yaş, çocukların birlikte oynamayı, yan yana ama ayrı ayrı oynamaktan daha eğlenceli bulmaya başladıkları yaştır. Böylelikle çocuğunuz sosyal deneyim elde edecektir. Çocuğunuz merkez olduğu ve tüm ilgiyi, sevgiyi paylaştığı, bir düzen içinde grup halinde hareket ettiği, beklemeyi sabretmeyi ve paylaşmayı öğrenecektir.