Kimi ebeveynler çocuğu için “o benim en iyi arkadaşım” tanımlamasında bulunabiliyor. Ya da çocuk, anne babası için bunu söyleyebiliyor. Ancak ebeveynle çocuk arasındaki ilişki arkadaşlığa dönüştüğünde farklı sorunlar yaşanabiliyor.
“Çocuğum benim en iyi arkadaşım”, “Anne-babamla arkadaş gibiyiz.” Bu sözler kulağa çok güzel geliyor öyle değil mi? Ancak arkadaşlık çoğunlukla yaşıtlarımızın ya da bilişsel düzeyimizin uyuştuğu insanlarla kurduğumuz bir ilişki modeli. Yaşam yolculuğumuzda her bireyin rolü bizlerin diğer insanlarla olan ilişkimizde sınırlarımızı ve görevlerimizi düzenler ve geliştirir.
Peki, çocuğun ebeveynleriyle sınırları kaldırarak arkadaşlık ilişki kurabilmesi gerçekten olası mı? En basitinden bir çocuğa yetişkin gibi davranmak ve “arkadaş” tanımlamasında bulunmak sağlıklı mı?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden Nöropsikolog Merve Tuğçe Doğru ile konuşarak bu sorulara yanıt aradık…Çocuğa ebeveyn olmanın önemini hissettiremeyen ailelerde çocuk otoritesi görülmektedir. Yani her zaman çocuğun elinde oyuncak olmuş anne-babalardır.Nöropsikolog Merve Tuğçe Doğru
“Ebeveyn çocuğun hayatına anne-baba rolü ile eşlik etmeli”
Ailede her bireyin farklı rol ve görevleri olduğuna dikkat çeken Tuğçe Doğru, bu görevler arasında çatışma olmaması adına; “Anne- babaların evlatlarına karşı ebeveyn rolü ile eşlik etmelidir” diyor. Çocukla ebeveyn arasındaki arkadaşlık ilişkisi sınır ihlallerine yol açabilir uyarısında bulunuyor.
“Çocuğunuzun öncelikle ebeveynisiniz. Ebeveynlik sorumluluklarımızı bilerek bu duyguyu çocuğumuza yansıtmalıyız. Çocuğu arkadaşlık konumuna alıp sınır ihlalleri ile birlikte kimlik karışıklıklarına sebep olmamak gerekir.”
Otorite çocuğa geçebilir
Denge, günlük yaşamda gereken bir unsur. Bu durum ilişkiler için de geçerli kuşkusuz. Tuğçe Doğru aile içindeki dengenin önemine dikkat çekiyor ve bozulduğu durumlarda ebeveyn çocuk ilişkisinde ibrenin çocuğa dönebileceği uyarısında bulunuyor.
“Çocuğa ebeveyn olmanın önemini hissettiremeyen ailelerde çocuk otoritesi görülmektedir. Yani her zaman çocuğun elinde oyuncak olmuş anne-babalardır. Ebeveynler çocuklarının bakım verenleri olmanın yanı sıra bazen bazı konularda arkadaş olarak da ilişki kurabilmektedirler. Önemli olan çocuğumuzun yaşadığı olay karşısında ne hissettiğini, nelerden hoşlandığını, zevklerini ve yaşamak istediği yaşam tarzını daha samimi bir şekilde çözmemiz. Bu noktada çocuk ebeveynlerinden katı otoriteden ziyade anlayışlı ve sınırlara saygılı bir tutumla karşı karşıya kalacaktır.”
Modern anne baba olma arzusu, sağlıklı iletişimi etkileyebiliyor
Peki, ebeveynler neden çocuklarının anne babası olmaktan ziyade arkadaşı olmak istiyor? Doğru, bu isteğin temelindeki farklı nedenleri şöyle sıralıyor:
Toplumda modern anne-baba gibi görünme arzusu dışında ebeveynlerin kendi bireysel ihtiyaçlarını yani arkadaş rolünü en yakını ve sürekli birlikte olduğu evladına yüklemesini farklı bir iletişim kurma çabası olarak nitelendirebiliriz. Yakın arkadaşı olmaması ya da her istediği an arkadaşları ile plan oluşturamayan ebeveynler bu ihtiyacı çocukları üzerinden karşılama arzusu içerisinde olabiliyorlar. Tabi bu durum anne-çocuk ya da baba-çocuk ilişkisi çerçevesinde yaşanıyorsa sorun yok fakat arkadaş sıfatı ile yaşanıyorsa sağlıksız bir ilişki yönetimine yol açıyor.
Ebeveynlerin çocuklarıyla arkadaş olması sağlıklı bir durum olarak kabul edilmiyor. Öyle ki bu durumun bağlanma problemlerine yol açabileceği düşünülüyor.
“Çocuğun annesini arkadaş olarak görmesi erken dönemde bağlanma süreçlerinde problemler yaşadığını, okul öncesi dönemde ayrışmanın tam sağlanamadığını hatta okula başlamış çocuklarda anneyi sürekli yanında isteme arzusu içinde olduğunu gösteriyor. Böylelikle karşımıza bağlanma sorunlarına yol açan ilişki problemleri çıkıyor.”Çocuğun sadece ebeveyni olmak çocuğu kendimizden uzaklaştırır, sadece arkadaşı olmak da çocuğun aile kurallarına ve bizim eğitimimize uymasını engeller.Nöropsikolog Merve Tuğçe Doğru
Çocuklara neden yetişkin gibi davranmamalı?
Bir yetişkinle çocuğun arkadaş olması, çocuğa yetişkin gibi davranma sonucunu da doğurabiliyor. Ancak henüz zihinsel gelişimini tamamlamamış bir kişiye yetişkin gibi davranmak çocuğun dünyasını olumsuz etkiliyor. Tuğçe Doğru çocuklara neden yetişkin gibi davranılmamalı sorusunu şöyle yanıtlıyor:
Çocuğa yaşından büyük davranış gösterilmesinin gelecek dönemlerde farklı sorunlara yol açabileceği görülmektedir. Gelişimsel ve yaşamsal deneyimleri çocuğun yaşına uygun bir şekilde ilerlemelidir. Çocukların bireysel ihtiyaçlarına göre davranış sergilemek daha sağlıklı olacaktır. Yaşını ve yaşının getirdiği sorumlulukların bilincinde, tavır ve davranış olarak yaşıtları ile benzer düzeyde gelişimleri desteklenmeli ve yönlendirilmelidir.
Yani anne ile alışverişe gitmek, anne çocuk etkileşimine destekleyici bir durumdur. Ya da baba ile kahve içip sohbet etmek, konsere gitmek, futbol oynamak vb. birçok farklı arkadaşlarla yapılabilecek durumları aile ile de yapılabildiği için fakat ‘biz arkadaşız’ şeklinde nitelendirilmeden ilişki sınırlarına dikkat ederek gerçekleştirilmesi önemli bir ayrımdır. Çünkü bunun boyutları ileride çok farklı şekilde kişilik problemleri ile karşımıza çıkabilir.”
Sağlıklı ebeveyn çocuk ilişkisi nasıl olmalı?
Anne-babalık gibi önemli bir görevi üstlenen kişilerin çocuklarıyla her zaman sağlıklı bir ilişki kurabilmeleri hiç de kolay değil. Peki, çocuğuyla dengeli bir ilişki kurmak için ebeveynler nelere dikkat etmeli? Tuğçe Doğru’ya son olarak “Ebeveyn çocuk ilişkisi içinde daha çok arkadaşlık mı otorite mi barındırmalı mı?” sorusunu yöneltiyoruz.
“Çocuğa sunulan imkanlardan en önemli ve kıymetlisi sevgi ve saygı çerçevesi içerisindeki eğitimlerdir. Etkili iletişim kurulması açısından farklı yol ve yöntemler denenir. Her ebeveyn kendi yaşantısı ve kültürel değerleri doğrultusunda çözüm önerileri bulmaya çalışır. Birçok farklı yöntem sayabiliriz fakat her aile dinamiği farklıdır. Çocuğumuza verdiğimiz her doğru mesaj, onun ilerdeki hayatını, ilişkilerini, yaşam tarzını ve olaylara bakış açısını belirleyecektir. Çocuğun sadece ebeveyni olmak çocuğu kendimizden uzaklaştırır, sadece arkadaşı olmak da çocuğun aile kurallarına ve bizim eğitimimize uymasını engeller. Gerektiğinde ve ihtiyacı olduğunda çocuğa arkadaşça yaklaşabileceğimizi hissettirmemiz, hep birlikte keyif alabileceğimiz vakitler geçirebileceğimizi hissettirmemiz yeterlidir. Çocuğun bu noktada bilmesi gereken şey; anne-babanın ebeveyni olduğu, beraber tüm duygusal deneyimlerini rahat bir şekilde yargılanmadan fakat yönlendirmeye ve yol göstermeye açık bir şekilde korkularını, sevinçlerini vb. paylaşımlarda bulunabileceği bilmesidir.”